Bu bir laboratuvar testidir ve insan vücuduna birebir aktarılamaz- ancak kahve severler yine de bu habere sevinecektir: Araştırmacılar, Espresso 'da ki bileşenlerin topaklaşan tau proteinlerine karşı işe yaradığını buldular. Beyindeki bu protein yığınlarının Alzheimer'a katkıda bulunan bir neden olduğu düşünülmektedir. Ancak araştırmalar Alzheimer hastalığının nasıl ortaya çıktığını hâlâ bilmiyor.
Umut Verici Keşif: Espresso Alzheimer Proteinini Yok Ediyor
Sabahları, yemekten sonra veya yemek aralarında, espresso dünya çapında en çok tüketilen içeceklerden biridir. Araştırmacılar artık küçük uyarıcının çok daha fazlasını yapabileceğini keşfettiler. Laboratuvar deneylerinde beyindeki Alzheimer hastalığına özgü protein yığınlarını etkisiz hale getirdiği görülmüştür.
Türkiye'de her yıl 400.000'den fazla kişi demans hastasıdır. Çoğu Alzheimer hastası. Araştırmacılar dünya çapındaki vaka sayısının önümüzdeki otuz yıl içinde üç katına çıkacağını varsaymaktadır.
Sadece Türkiye ‘de 2050 yılına kadar yaklaşık 2,8 milyon kişinin hastalıktan etkileneceği tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre şu anda 1,6 milyon demans hastası var.
Alzheimer'ın Nedenleri Belirsiz - Henüz Bir Tedavisi Yok
Bugüne kadar Alzheimer'ın tedavisi bulunamamıştır; yalnızca çeşitli ilaçlar ve terapilerle semptomlar hafifletilebilir ve ilerlemesi yavaşlatılabilir. Hastalığın kesin nedenleri de büyük ölçüde belirsizdir. Ancak bu hastalıkta beyinde iki farklı proteinin biriktiğini biliyoruz: beta-amiloid plaklar ve tau fibrilleri.
Beta-amiloid plakları sinir hücreleri arasında birikirken, hastalık nedeniyle değişime uğrayan tau proteini sinir hücrelerinde toplanır ve orada lifler yani tau fibrilleri halinde birikir. Bu da hücrelerin fonksiyon bozukluğuna ve sonuçta yok olmasına yol açar. Alzheimer Araştırma Girişimi e.V.'ye göre, ölümden sonra beyin üzerinde yapılan çalışmalar, tau fibrillerinin klinik semptomlarla plaklara göre daha yakından ilişkili olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla bu süreci durdurabilecek bir ilacın bulunması tıbbi açıdan çığır açıcı bir gelişme olacaktır.
İtalyan Araştırmacılar Espressonun Tau Proteini Üzerindeki Etkisini Inceliyorlar
Şimdi Verona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar ilginç bir keşifte bulundular. Espresso kahvesindeki biyoaktif maddeler, görünüşe göre bu tau fibrillerinin oluşumunu önleyebiliyor, hatta onları zararsız hale getirebiliyor.
„Journal of Agricultural and Food Chemistry“ (Tarım ve Gıda Kimyası) dergisinde yayınlanan çalışma için bilim insanları ilk olarak espressonun kimyasal bileşimini analiz etti. Bu çalışmada Güney Amerika'dan gelen Arabica kahvesi ile Afrika ve Asya'dan gelen Robusta kahvesinin bir karışımı kullandılar.
Araştırmacılar, deneylerinde öncelikle içerdiği dört maddeye odaklandılar:
Kafein
Trigonellin
Genistein
ve aynı zamanda çikolatada bulunan teobromin.
Fibriller Espresso Özütüyle Zararsız Hale Gelene Kadar Küçüldü
Bir laboratuvar deneyinde, ayrı ayrı bileşenleri ve tüm espresso ekstraktını, halihazırda patolojik olarak değiştirilmiş tau proteinleriyle bir test tüpünde birleştirdiler. Kafein, genistein ve espresso ekstraktının tamamıyla fibrillerin küçüldüğünü ve artık daha büyük lifler oluşturmadığı gösterdi. Küçülmüş lifler artık hücreye zarar vermediğini gördüler.
Bu etki, toplam espresso ekstraktı ile en güçlüydü.
Araştırmacılar Espresso İçmenin Faydalı Olduğunu Düşünüyor
Deney laboratuvarda gerçekleşmiş ve etkileri muhtemelen insan vücuduna birebir aktarılamamış olsa da, araştırmacılar espresso tüketiminin beyin üzerinde olumlu bir etkisi olduğundan eminler: "Kahve bileşenlerinin biyoyararlanımına dayanarak," Çalışmamızın sonuçlarına dayanarak, ılımlı kahve tüketiminin, tau proteini toplanması ve toksisitesinin modülatörleri olarak ayrı ayrı veya sinerjistik olarak hareket etmek için yeterli miktarda biyoaktif molekül sağlayabileceğini varsayıyoruz." diye açıklama yaptılar.
Bu nedenle çalışma, espressonun çiğden kaynaklanan patolojileri hafifletmede yararlı özelliklere sahip doğal bileşiklerin kaynağı olduğuna dair kanıt sağlıyor. Bu nedenle bu çalışma, biyoaktif bileşiklerin taupati olarak adlandırılan hastalıkları, yani Alzheimer ve Parkinson hastalığı sayımları da dahil olmak üzere tau proteinlerinin birikmesinin meydana geldiği nörodejeneratif hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için nasıl kullanılabileceğine ilişkin daha ileri araştırmalar için önemli bir temel oluşturmaktadır.
Önceki Çalışmalar Zaten Kahvenin Nöroprotektif Etkilerine İşaret Ediyordu
Araştırmacılar ayrıca geçmişte yapılan bazı bilimsel çalışmaların, kahvenin sağlık açısından faydalı etkilerini (örneğin kanser gibi bir dizi kronik hastalıkta ve diyabet gibi metabolik hastalıklarda) gösterdiğine de dikkat çekiyor.
Çok sayıda çalışma, orta ila yüksek düzeyde kahve tüketiminin Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı nöroprotektif etkiye sahip olduğuna dair kanıtlar da sağlamıştır. Kahvenin içindeki pek çok farklı madde, bilişsel bozukluklar veya hafıza bozuklukları gibi hastalık belirtilerini hafifletmede olumlu özelliklere sahiptir.
Bu 12 İpucuyla Alzheimer Riskini Azaltın
Espresso çalışması umut verici olsa ve Alzheimer'a yakalanmayacağınızın garantisi olsa da elbette değildir. Ancak hastalığa yakalanma riskini azaltan pek çok faktör bulunmaktadır. Alzheimer Araştırma Girişimi'nin bildirdiği gibi, araştırmalar, aşağıdaki on iki ipucunu takip eden kişilerin Alzheimer hastalığına yakalanma olasılığının daha düşük olduğunu göstermiştir:
1. Egzersiz: Kalbiniz için iyi olan, beyniniz için de iyidir. Buna yeterli egzersiz yapmak da dahildir; haftada en az 2, 5 saat idealdir.
2. Zihinsel zindelik: Yaşlansanız bile yeni şeyler öğrenin. Bu beyninizi meşgul eder. İster bir müzik aleti ister bir dil ister bilgisayar kullanmak olsun, yeni bir şeyler deneyin.
3. Sağlıklı beslenme: Klasik Akdeniz diyetini uygulayın. Bol miktarda meyve ve sebze, zeytinyağı ve fındık yiyin. Kırmızı et yerine balık tercih edin.
4. Sosyal temaslar: Etkinlikler çift olarak veya grup halinde daha eğlencelidir ve gri hücreleriniz zorlanır. Birlikte spor yapmak, müzik dinlemek, kart oynamak veya yemek pişirmek için buluşmalar ayarlayın.
5. Fazla kiloları azaltın: Çok fazla kilo almadığınızdan emin olun. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz size bu konuda yardımcı olacaktır.
6. Yeterli uyku: Beynin zararlı maddeleri parçalayıp iyileşebilmesi için iyi ve yeterli uyku aldığınızdan emin olun.
7. Sigara içmeyin: Sigara içmek aynı zamanda beyninize de zarar verir. Sigarayı bırakın, hiçbir zaman çok geç değildir.
8. Kafa yaralanmalarından kaçının: Günlük yaşamda ve spor yaparken başınıza dikkat edin ve örneğin bisiklete binerken kask takın.
9. Yüksek tansiyonu kontrol edin: Tansiyonunuzu düzenli olarak kontrol ettirin. Yüksek tansiyonun mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.
10. Diyabeti Kontrol Edin: Kan şekeri seviyenize dikkat edin. Eğer kalıcı olarak çok yüksekse mutlaka doktorunuza danışarak önlem almalısınız.
11. Depresyon tedavisi: Kendinize iyi bakın. Uzun bir süre boyunca kendinizi halsiz veya depresif hissediyorsanız, sebebini açıklığa kavuşturmak için doktorunuza görünmeniz mantıklı olacaktır. Depresyon tedavisiz bırakılmamalıdır.
12. İşitme kaybına dikkat edin: İşitme kaybınız olduğunu fark ederseniz ciddiye alın. İşitme cihazıyla azalan işitme yeteneğini kolayca düzeltebilirsiniz.
Comments