google-site-verification=b3ISvb_t-XqIcNl3jNpM_q9s2GfP195rPPjLmANzHcc
top of page

Demans ve COVID - Korona daha fazla demans vakasına mı sebep oluyor?

Doktorlar ağır Covid-19 hastalarında giderek daha fazla kafa karışıklığı gözlemlemekte. Bunun nereden geldiği henüz bilinmiyor. Ancak koronanın neden olduğu deliryumun yaşlılarda bunama riskini artırdığına dair birçok gösterge var.


Demans ve COVID

İlk başta, Massachusetts'teki Boston Tıp Merkezi'nde görev alan Dr. Sondra Crosby, Covid-19 hastalarının tedavisinde yer alan bir doktor. Birgün kendisinde şiddetli soğuk algınlığı sempomtalarını gözlemledi. Ardından korona virüsü (Sars-Cov-2) ile enfekte olduğu ortaya çıktı. Sadece bir gün sonra kalkamayacak kadar hastalandı. Asıl gerçek ise bundan sonra başladı: Crosby oryantasyonunu ve belleğini tamamen kaybetti. Artık cep telefonunu nasıl açacağını bile bilmiyordu. Daha sonra halüsinasyonlar görmeye başladı, duvarlarda gezen kertenkeleler gördü ve sürüngenlerin kokularını almaya başladı. Görünüşe göre, Crosby bir hezeyana uğradı. Kafa karışıklığı ve sanrılar, aynı zamanda patolojik huzursuzlukta (ajitasyon) da gösteren bir bilinç bulanıklığı yaşadı.


Crosby, "Nature" bilim dergisinde "Bu durumdan çıkıp iyileştiğimde, deliryum geçirdiğimin farkına vardım." dedi. "İlk başta hasta olduğumdan ve susuz kaldığımdan daha fazlası olduğunu anlayamadım."


Ağır Covid-19 hastalarının % 50'sinden fazlası demans semptomunda kafa karışıklığı gösteriyor


Bu vakayı, deliryumun Covid-19'un en çok yaşlı hastaları etkileyen yaygın bir komplikasyonu olduğunu belirtmek için ele aldım. Geçen Nisan ayında Strazburg Üniversitesi'n de yapılan bir araştırma da, ağır Covid-19 hastalarının % 65'inin kafa karışıklığı belirtileri gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. ABD'li göğüs hastalıkları uzmanları, Nashville'deki son yıllık toplantısında uzmanlar tarafından sunulan veriler aynı yönü işaret etmektedir. Buna göre yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastaların % 55'inin deliryum semptomları gelişmiştir. Daha eski bir araştırmaya göre, bu diğer ciddi rahatsızlıkları olan insanların sadece üçte biri için geçerlidir.


Klinik doktorları hastalarının kafa karışıklığı ve huzursuzluğuyla boğuşurken, birçok araştırmacı gelecek için endişelenmektedir. Analizler, tek bir deliryum atağının bile yaşamın ilerleyen dönemlerinde demansı gelişebilecek kişiler için riski artırabileceğini gösteriyor. Ayrıca, zaten demans hastası olan kişilerin bilişsel gerilemesini hızlandırmakta ve bunun olasılığı anormal durumun süresi ile artar. Bunun tam tersi de doğrudur: Deliryum, demans hastası olan kişilerde daha sık ortaya çıkabilir.


Deliryum sonrası % 70’i kolayca iyileşiyor


Ancak bu bağlantıları ortaya çıkarmak zordur. Bilim adamları sonuç almak için etkilenen kişileri, uzun yıllar gözlemlemesi gerekmektedir. Pandemi şuan deliryumlu insan dalgasını yaratmakta ve bu durum, bilim insanlarına, hastaları takip etmek ve deliryumun uzun vadede zihinsel yeteneklerini nasıl etkilediğini görmek için eşsiz bir fırsat vermekte.


Deneyimlerden etkilenenlerin % 70'i deliryumdan sonra kolayca iyileştiğini göstermiştir. Kalan % 30 ise, aylarca süren derin bilişsel bozukluklara ve demans semptomlarına yol açabilen bir spirale giriyor. Yapılan çalışmalar, bu gözlemleri doktorlar tarafından doğrulamaktadır. Bu yılın Temmuz ayında yayınlanan 23 bireysel çalışmanın meta-çalışması, hastanede kalış sırasında meydana gelen deliryumun, daha sonra 3.2 kat demans gelişme riskini artırdığını göstermektedir. Buna ek olarak Brezilyalı araştırmacılar, ortalama yaşı 78 olan ve 309 hastadan oluşan bir grupta, deliryum geçirenlerin yüzde 52'sinin daha sonra demans geçirdiğini, yaşamayanların ise yüzde 16'sının demans olduğunu gözlemlediler.


Deliryum, Covid-19 için bir tanı kriteri olmalıdır


Salgının ilk aşamalarında, Milano'daki Golgi Cenci Vakfı'ndan nörolog Tino Emanuele Poloni, o zamanlar merkez üssü olan Lombardy'deki Covid-19 hastalarını tedavi etti. Kendisi ilk başlarda öksürük, ateş ve nefes darlığı gibi semptomlara özellikle dikkat etmişti. Bununla birlikte, birçok hasta yukarıdaki tipik belirtileri hiç göstermemiş ancak Poloni'ye göre deliryumu gösteren semptomları (huzursuzluk, uykuluk, sanrı hali) sıklıkla rastladığını belirtmiştir. Acil servislerde bu durum %28 idi.

Bu nedenle Poloni ve Boston'daki Harvard Tıp Fakültesi'nden Yaşlılık araştırmacısı Sharon Inouye de dahil olmak üzere bazı meslektaşları, Covid-19 için tanı kriterleri listesine deliryum eklemeyi önermektedir. Inouye Nature'a verdiği demeçte, "salgın doktorların bu duruma ilgisini uyandırdı" dedi.

Stres ve önceki hastalıklar deliryuma yol açabilir.


Bugüne kadar, doktorlar deliryumun nedenleri hakkında birçok şey öğrendiler. Bu, genellikle hasta bir kişide birkaç stres faktörü çarpıştığında başlar. Önceden var olan hastalıklar, hastaları savunmasız hale getirebilir veya bilişsel yeteneklerini bozabilir. Ameliyat sırasında anestezi veya güçlü bir enfeksiyon gibi diğer stres faktörleri eklenirse, özellikle yaşlı erişkinlerde yönelim bozukluğu, kafa karışıklığı ve dikkat eksikliklerini tetikleyebilir. Deliryum, beynin stresli durumları artık telafi edemediği zaman kolayca devreye girer.


Covid-19, demans ve deliryum arasındaki sınırı silmekte


Araştırmacılar, altta yatan biyolojik nedenlerin dopamin ve asetilkolin gibi nörotransmiterlerdeki iltihaplanma ve dengesizlikten şüpheleniyorlar. Ancak Gainesville'deki Florida Üniversitesi'nden nöropsikolog Catherine Price aynı fikirde değil. "Deliryum’un mekanizmalarını çoğu kez anlamıyoruz ve bunun için başarılı bir ilaç yönetimi yok." diye vurguluyor. Böylece Covid-19'un yayılması da deliryum ve demans arasındaki çizginin bulanıklaşmasında büyük bir etken.


Aslında bu konuda da pek çok şey belirsiz. Örneğin, deliryum sadece demans olacak hastalarda seyri hızlandırıyor mu, yoksa diğerlerinde de buna yatkınlığı artırıyor mu? Üstelik kimse bunun demansa nasıl yol açtığını bilmiyor. Bununla birlikte, üç hipotez var:


  1. - Hücre metabolizmasından kaynaklanan toksik yıkım ürünleri beyin hücrelerinde birikir ve kısa süreli deliryuma neden olur. Normalde, bu hücre artıkları kan veya lenf damarları yoluyla yok edilir. Bununla birlikte, bir deliryum atağı bu işleve zarar verebilir ve uzun vadede demansa neden olabilir.

  2. - Genellikle enfeksiyonlar, solunum sorunları veya kardiyovasküler hastalık ile ilişkilidir. Enflamasyon, sırayla iltihabı artırır, beyin içinde daha fazla hücre artıkları oluşturur. Normal olarak, bu parçalanma ürünleri enflamasyon geçene kadar bertaraf edilmektedir. Deliryum hastalarında bu durum farklıdır: Kalıcı inflamasyon ilk etapta deliryuma neden olabilir ve bu da farklı beyin hücrelerini öldürür. Sonuç, bilişsel kayıplardır.

  3. - Üçüncü fikir, "eşik hipotezi" dir: En erken aşamalarda bile, demans hastalarının sinir hücreleri arasında sağlıklı insanlara göre önemli ölçüde daha az bağlantısı vardır. Ek olarak, sözde beyaz madde zarar görür. Bir tür yalıtkan olarak, sinyalleri diğer nöronlara ileten milyonlarca sinir hücresi uzantısını sarar. Bu hasar, enfeksiyona veya diğer zararlı mekanizmalara direnmeye yardımcı olan nörolojik rezervleri azaltır. Belirli bir eşiği aşarlarsa, demansa dönüşen deliryum meydana gelebilir.


Daha az sedasyon, yeterli yiyecek ve sıvı alımıyla daha az deliryum


Demans und COVID

Tüm bu belirsizliğe rağmen, Harvard araştırmacıları Inouye ve meslektaşları kliniklerdeki deliryum hasta sayısını azaltmanın bir yolunu buldular. Program, suni solunum cihazı hastalarda bile daha az sedasyona (yani sakinleştirici veya anestetik uygulama), yeterli yiyecek ve sıvı alımına, hasta yakınlarının yönelimlerini yeniden kazanmalarına yardımcı olmak için önlemler buldular. Önceki bir çalışmada, bu önlemler deliryum insidansını %40 azalttığını göstermiştir.


Dünya çapında deliryumu gelişen çok sayıda Covid-19 hastası nedeniyle, Inouye, Price ve diğer araştırmacılar, yaşlanan toplumlardan kaynaklananlara ek olarak gelecekte gerçek bir demans dalgasından korkuyorlar. Yapılan çalışmalar ile bilim adamları şimdi Covid-19'un uzun vadeli sonuçlarını belirlemek istiyorlar. Örneğin Almanya ve Büyük Britanya'da nörologlar, enfeksiyonun deliryum başlangıcından birkaç ay sonra etkilenenlerin nörobilişsel yeteneklerini nasıl değiştirdiğini araştırmaktalar.


Ann Arbor'daki Michigan Üniversitesi'nden nöropsikolog Natalie Tronson da bu tür sorularla ilgilenmekte. “Nature” dergisindeki makalesinde “Nüfus yaşlanmaya devam ederse önümüzdeki on yılda ne olacak?” diye sorarak altında yatan sebep olabilecek zorlukları açıklamakta. Hastalıkların demans riskini nasıl etkilediğini araştırmak biraz ürkütücü olmak ile beraber aynı zamanda aydınlatıcıdır da. Diğer bir soru ise yaşam tarzı veya potansiyel olarak koruyucu genetik faktörlerin rol oynayıp oynamadığıdır. Hızlı öğreniyoruz. Lakin hala birçok bilinmeyen faktörler mevcut.

Comentarios


bottom of page